Archive for Ihramizade Ismail Hakkı Toprak

Katre

Katremizden hisse al bî-gâr-ı derya olmuşuz.
Cümle halka bir bakışla çeşm-i bînâ olmuşuz.
Gerçi zahirde lisân-ı nâs ile güftârımız.
Mânâ yüzünden soyunup hep muarrâ olmuşuz.

 

Validem merhume açmıştı bize bir kutlu fâl,
Ravzâ-i Pâk-i ziyarette demişti: ‘Ey Kerîmü-l Müteâl’
Bu Habîbin hürmetine ver bana ferzend bî-melâl
Ândan aldığı libâsı bunda iksâ olmuşuz.

 

Tâ ezelden intisabım âlemin Seyyidine,
Düştüm aşkına anın geleliden bu ânasır bendine
Çok aradım ağladım yüz tutup Hakk’ın kendine,
Âlemi devrân içinde Hubb-u Mevlâ olmuşuz.

 

Künhümü bilmek dilersen sırr-ı Hâkidir özüm.
Anın edvârıncadır dâim özüm ve sözüm
Her neye baksa basar Hâkidir bakan gözüm,
Zîrâ evvelden anınla tek-ü tenhâ olmuşuz.

 

Bir acep sırrı Tâki’den aldığım ders-i iber,
Anı bilmek dilersen sana vereyim haber,
Her ûlûmi almıştı pîrimden O şeyh-i muteber,
Biz anda mahvolup bezm-i ferda olmuşuz.

 

Çünkü kıtmîr olalıdan bu kapıda bu hakîr,
Her işin sırrın ezelden bildim Takdîr-u Kadir,
Ol sebepten işimiz cümleye tazim ve tekrimdir.
Böylelikle halk içinde Hakk-ı rânâ olmuşuz.

 

Bu tarîkat âleminde olmak istersen sû-dimend,
Sen de bu halde olup halktan lisânı eyle bend,
İşte budur âcizânem Hubb-u fi’llâh sana pend,
Hayr-u hakanı cihan Simurğ-u Anka olmuşuz.

 

Bunca ilm-ü fazl ile bilmez imiş nûr-i basar,
Her işi eden ettiren Allah değil mi ver haber?
Leyk hulûli ittihazdan eyle gayetle hazer,
Biz hakâyık âşiyân içre mîmâr olmuşuz.

 

Emr-i mâ’rûf münkeri bilmez miyiz?
Anlar ile biz amel kılmaz mıyız?
İsr-i Pâk-i Ahmed-i bilmez miyiz?
Şimdi izmâr eyleyü biz râh-ı mânâ olmuşuz.

 

Herkesin miktarı ihlâsınca fiili eder zuhur.
Sen çalış ol muhlisândan çıkmasın senden kusur,
Gayride görsen hatâyı setredüp andan al huzur,
Bunu âdet edinip bir dürr-i yekta olmuşuz.

 

İbtilâ âlemde var ikmâldir etme cedel,
Her kula nasip etmez ânı Huda izz-ü ve cel,
Başa gelse bil ânı devlet ve nimet bî-bedel,
Biz anı görmüş ve geçirmiş pâk-i musaffa olmuşuz.

 

Hakk’ı her şeyde âyân görmüş ve bilmişlerdeniz.
Ol sebepten halk katında Hubb-u Mevlâ gözleriz.
Kahr-u lütfün cümlesin bir bildim ve tuttum ey-azîz,
Hamdülillâh biz bu lutfa mazhâr-ı mücellâ olmuşuz.

 

Bilmediler zevkimi cümle ins-ü cin melek,
Derdine düştüm bana neler çektirdi felek,
Hâl-i Hakkı bulmaya beyim zikrin dâim gerek,
Zikr-i Hakk, seyr-ü sebakla ders-i yekta olmuşuz.

Yorum Yapın